Günahkar Kadın — 18. Bölüm

Semra Şenol
5 min readAug 26, 2019

--

Utanma ağla diyen bir ses zuhur ettiğinde genç kadının yaralı kanatları çırpınışlarını bırakıp yere düştü. Artık o önlenemeyen bir seldi, önüne kattıklarını ve gerisinde kalan her şeyi içine atarak ağlıyor hıçkırıklarıyla kendini kaybediyordu. Kıyamet günü dedikleri şey şu an kalbinin çeperlerinde, yüreğinin orta yerindeydi. Ve bunu tetikleyen şeyse en yakınının hançer yarasıydı.

Yasmin kendisini omzundan tutup yakınına çeken adama itiraz etmedi, görmüyor işitmiyordu. Deyim yerindeyse tüm duyuları sağırlaşmış, anlama kabiliyeti onu terk etmişti.

“Bu kadar çok mu seviyordun Tural’ı?” dedi hoşgörülü ve temkinli ses.

“Kimselere duyurmadım onu sevdiğimi, ona bile söyleyemedim ki. Bağrımda büyüttüm sadece bir kişiye verdim sırrımı. O da beni can alıcı yerimden vurmaktan çekinmedi, gözümün içine baka baka aldattı beni!” yakarış değildi bu. Yasmin’in dostuna olan güveninin yerle yeksan oluşuydu.

Sırtını sıvazlayan Mustafa’nın eline daha çok yaslanın Yasmin’in cılız bedeni titrek bir daldan ibaretti.

“Biliyorum Yasmin, keşke sevdiğin biri tarafından ihanete uğramanın ne olduğunu bilseydim. Yasmin sen hatalı değilsin bunu hatırla daima, fazla masum kaldın bu düzene” diyen Mustafa’nın konuşması onlara doğru gelen Elise’yi gördüğünde tökezledi.

Elise ihtişamlı elbisesinin eteklerini savura savura gözlerindeki vahşilikle onlara doğru yürüyordu. Kaşlarının arasında beliren çizgi durumu kavramaya azmettiğinin belirtisiydi. Mustafa kolunu iyice Yasmin’e dolayıp yanına çekti, daha fazla üzülüp kırılsın istemiyordu. Bu üçlü yalan grubunun dışında kalmalı daha fazla incinmemeliydi.

“Siz ikiniz tamda birbirinizin dengisiniz. Zırlayıp duran ezik Yasmin’le cebinde beş kuruşu olmayan heykeltraş. Numunelik bir çift değil mi?” dudaklarını büze büze konuşan Elise’nin hırsından gözü dönecekti. Mustafa ondan başka bir kadını böyle sıcak ve samimi şekilde kucaklayamaz, kollarını dolayamazdı.

Mustafa’nın yüzü yalçın bir kaya gibi sertleşirken, Yasmin’in kolu altında bir kez daha titrediğini fark etti. Öyle korkulu ve bedbaht haldeydi ki yüzsüzlük yaparak üste çıkan Elise’ye hesap soracak kadar mecali yoktu.

“İnsan neyse zikri de odur Karaca. Kalbin o kadar kokuşmuş haldeki aklında dolaşan kırk tilki yanında halt etmiş!” dedi dişlerini gıcırtarak. Bu kadını hem boğmak hem de içine sokasıya kadar içine sokmak isteğiyle yanıyordu. Aşk ne tezat bir duygu bütünüydü ki, hem nefret ediyor hem de sevmeye devam ediyordu.

“Beni bu denli önemseme tatlım, arkadaşının sevgilisine biraz saygın olsun.” Elise kızgınlıkla çenesini kaldırarak Yasmin’e doğru konuştu.

“Küçük çocuklar gibi ağlayıp durma. Tural’ın seni seçmeyeceğini bildiğin için bunca zaman gizliden gizliye sevdin. Onun gibi biri senin gibi eksik birini asla sevmezdi Yasmin, aynada bir kendine bak”

“Sus, konuşma artık. Daha ne istiyorsun benden!” Yasmin, Mustafa’ın koruma kalkanından çıktı. Elleri zangır zangır titriyor, gözlerindeki yaşlar birbiri ardına yanağından elmacık kemiklerine düşüyordu.

Elise bir adım daha yaklaşıp Yasmin’i çenesinden kavrayıp gözlerine bakmaya zorladı. “Benim olanlardan uzak durmanı anlatabiliyor muyum? Her zaman yaptığın şeyi yap ve görünmez ol”

“Dilerim bir gün” Yasmin bir daha deneyerek “Dilerim ki yanında kimse kalmasın. Övündüğün her şey elinden alınsın, yapayalnız öl” çenesindeki parmakları kavrayıp kendisinden savurdu. Başka bir şey demeden ne Mustafa’ya ne de Elise’ye bakmadan öylece çekip gitti. Yasmin evrene ve kainata saldığı bu ah’ın bir gün yerine geleceği umarak, Elise ile olan dostluk defterini kapattı.

Mustafa esefle Elise’yi izledi. Gözünde daha ne kadar düşebileceğini hesaplayamıyordu. Kara kuzguni saçları, porselen teni, kalemle çizilmiş yüz hatları ne kadar kusursuzsa içini bir o kadar bataklıktı.

“Gün gelecek bu kıza olan ihanetin için af dileyeceksin. Peki bana yaptıkların ne olacak Karaca? Kalbine olan ihanetini tenini satarak avutacak mısın? Beni kandır, kendini de kandır fakat kalbin bu oyunlara kanmayacak”

Elise, Mustafa’nın söylemek istediklerini bir nebze kabullenmeye başlasa isyan edercesine ayağını yere vurdu. Seçiminden asla pişman olmayacaktı, güç ve görkem istiyordu alacaktı da. Küçük bir bedel ödemek sıkıntı değildi, aşk denen şeyi feda edebilirdi pekala.

“Asla. Asla pişman olmayacağım göreceksin!” dedi ve arkasını dönerek yürümeye başladı. İnceden inceye sızlayan yüreğinin üstüne beton döküp onuda yok edecekti…

*

Esma yeni yeni bulduğu heyecanda küçük bir çocuk gibi mutluydu. Sevildiğini ve önemsendiğini bu kez gerçekten hissediyordu. Yeni biriyle tanışmıştı yakışıklı değildi amma vellakin yaşını başını almış karakteri düzgün bir adamdı. İsmi Rıfat’tı ve onu bankada her ay hesabının faiz gününü değiştirmeye geldiğinden beri görüyordu. Adam sonunda onunla kahve içmeyi teklif ettiğinde geri çevirmedi.

Görüştükleri zaman ikisininde eli ayağı birbirine dolaşıyor, gergince yutkunuyor ve sözlerini tartarak konuşuyorlardı. Rırat eşinden üç yıl önce boşanmış kızıyla birlikte yaşayan bir belediye otobüs şoförü. İnce düşünen, incelikten haz alan ama çulsuz çaputsuz mütevazi bir yaşam sürdüren bir adam.

Esma ilişkileri biraz ilerlediğinde ailesiyle Rıfat’ı tanıştırdığında tek sorun çıkartan kişi Elise idi. Beş parası olmayan, ağzı açlıktan kokan dul bir adamla ablasının görüşmesini katiyen istemiyordu. Elise, Tural’ın ailesine kız arkadaş konumunda tanıtılmaya gittiğinde ise daha başka bir manzarayla karşılaşmıştı.

Yeniliklere açık, Elise’nin moda ve sektördeki geleceği ön görülen kabiliyetini öven Aydın bey bu sefer başka bir yüzüyle çıkmıştı karşısına. Fırsatları değerlendirmesi ve oğlunun yakınında olmasını istediğini belirttiğinde, söylediklerinin yatağına girmesi manasına gelmediğini açık bir dille beyan etti.

“Büyük bir kumar oynuyorsun kızım ama bende sana kaybedecek göz yok. Oğlum seninle gönlünü eğlendirip attığında bana gelme. Senin gibi servet düşkünü kaç kadın gördüm ben, hepsi de sonunda avucunu yalayarak arkasına bakmadan gitti” diyerek Elise’ye evin kapısını gösterdi.

Tural babasından böyle bir hareket beklemezken, Elise’nin soğukkanlı bir dirençle bir an bile sarsılmadığına şahit oldu. Bunu da kendisine olan derin sevgisine ve aşkına yoruyordu. Oysa ki Elise, Aydın beyin fakir bir kadını oğluna yakıştıramayacağını önceden tahmin etmişti. Bu sebeple stajdan ayrılıp Tural’a olan ilgi alakasını arttırdı. Ona kendini su katılmamış bir aşık gibi gösterirken, ihtirası ve bedeniyle aklını başından almaya devam ediyordu.

Sonun Elise’nin beklediği gün çıka geldi. Baba ve oğulun kendisi için tartışları bir günün akşamında Tural’ın akşam yemeği teklifini kabul etti. Emeline ulaşacağını hissediyor, hayır zaferin kokusunu alıyordu resmen. Tıpkı bir tazı gibi avının yaklaştığının farkındaydı.

Akşam yemeğini denize nazır şık bir balık restaurantında yerlerken, Tural’ın gerginliği ve asabiyeti gözünden kaçmadı. Genç adam sinirine hakim olmaya çalıştıkça ellerini koyacak bir yet bulamıyor gibiydi, sol ayağını masanın altından sallayıp duruyordu.

Elise ilgili ve sevecen sevgili rolünü oynayarak “Bu gün kötü bir şey mi oldu canım?” sordu.

Başta söyleyip söylememe kararını veremeyen Tural kumral saçlarında parmaklarını gezdirip başını sağa sola hafifçe eğdi. En sonunda nefesini dışarı üfleyerek “Babamla tartıştık. Eğer senden ayrılmazsam şirkete gelme zahmetine girmemi söyledi. Benim gibi akılsız bir evlada şirketi emanet edemezmiş” konuşurken sığ nefesler alıp burnundan hışımla veriyordu.

“Sonunda birbirimizi ne kadar çok sevdiğimizi anlayacak, özellikle benim zengin koca avcısı olmadığımı” Elise zarif ama duygulu bir biçimde boynunu eğdi. Tam yerinde ve zamanında hor görülen masum rolünün hakkını vererek gözlerinin yaşarmasına izin verdi.

“Üzülmeni istemiyorum sevgilim, ben ikimizden de aşkımızın sonsuzluğundan da eminim. Bu yüzden bir karar verdim. Ailemin aşkımıza saygı duymalarının tek çaresi evlenmek. Ancak o zaman ne kadar ciddi olduğumuzu anlayacaklar. Ne dersin, benimle evlenir misin?”

İşte zafer anı buydu!

Elise şaşkın numarasını yarıda kesip zafer sersemliğiyle masadan kalkıp Tural’ın boynuna ‘Evet, evet, kesinlikle evet’ çığlıkları atarak sarıldı. Attığı zar nihayetinde düşeş gelerek galibiyeti ilan etmesini sağlayacaktı…

https://www.wattpad.com/776184889-elise-g%C3%BCnahk%C3%A2r-kadin-18-b%C3%B6l%C3%BCm/comment/776184889__1566755491_007bb7ec32

--

--

Semra Şenol
Semra Şenol

Written by Semra Şenol

Gözyaşındayım, AKKOR Kitaplarının Yazarı, Onedirki metin yazarı https://semrasenol.com/ Wattpad; İnstagram: https://www.instagr

No responses yet