Neşet Ertaş Kimdir?
1938 yılında Kırşehir Çiçekdağı’nda dünyaya gelen Neşet Ertaş, Türk Hal Ozanı aynı zamanda abdallık geleneğinin son büyük temsilcisidir. Bağlama ustası babası Muharrem Ertaş, annesi Döne hanımdır. Ailesiyle birlikte Kırtıllar köyünde 8 yaşına kadar yaşamış, sonrasında İbikli köyüne yerleşmişlerdir. Annesi Döne hanımı henüz 12 yaşındayken yitiren Neşet Ertaş, babasının Arzu isimli kadınla evlenmesiyle ailecek Yozgat’a yerleşmişlerdir.
Müzik yönünü babasından alan Neşet Ertaş ilk okulda keman sonrasında bağlama çalmayı öğrenerek babasıyla birlikte yöre düğünlerinde sanatını icra etmiştir. Babasına gönülden bağlı olan Ertaş, “Babamla ben aynı ruhun insanlarıyız.” demiştir.
Sanat hayatına Kırşehir’de başlayarak 2 yılda Kırıkkale kalarak İstanbul’a göç etmiştir. İlk plağını Şen Çalar Plak’tan babasına ait Neden Garip Garip Ötersin Bülbül türkünü çıkarmıştır. Halk tarafından oldukça sevilen türküleri plak ve kaset olarak satışa sunulur. İstanbul’da 2 yıl kalarak Ankara’ya giderek sanatını burada icra etmeye devam eder. Askerliğini yapmasının ardından gazinoda çalıştığı sırada Leyla adındaki bir kıza aşık olur. Babasının tüm karşı çıkmalarına rağmen Leyla ile hemen evlenir. Yıllarca babasıyla küs kalan Neşet Ertaş, Canan ve Döne isimli kız Hüseyin isimli bir de erkek çocuk babası olur. Mutlulukları 7 yıl süren çift 1970’li yıllarda boşanırlar, bu dönemde sigara ve alkol kullanımına bağlı parmaklarından felç geçirir. Sanatını icra edemeyişi nedeniyle işsiz kalan Ertaş, kardeşinin çağrısıyla Almanya’ya giderek tedavisini burada tamamlar. Tedavisi, çocuklarının eğitimi ve sanatsal çalışmalarına Almanya’da devam eden Ertaş, 2000 yılında verdiği konserle ülkeye döner.
Kendisine sunulan devlet sanatçısı unvanını şu sözlerle geri çevirir.
“O dönem Süleyman Demirel cumhurbaşkanıydı. Devlet sanatçılığı bana teklif edildi. Ben, ‘hepimiz bu devletin sanatçısıyız, ayrıca bir devlet sanatçısı sıfatı bana ayrımcılık geliyor’ diyerek teklifi kabul etmedim. Ben halkın sanatçısı olarak kalırsam benim için en büyük mutluluk bu. Şimdiye kadar devletten bir kuruş almadım, bir tek TBMM tarafından üstün hizmet ödülünü kabul ettim. Onu da bu kültüre hizmet eden ecdadımız adına aldım.”
Sanata karşı duruşu ve tavrı halk tarafından yüceleştirilirken, UNESCO tarafından Yaşayan İnsan Hazinesi kabul edilerek Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi kapsamında yer alır. Bağlama çalışındaki tavrı, türkülerindeki kültürel tınıların başarısı nedeniyle İTÜ Devlet konservatuvarı tarafından 2011 yılında fahri doktora ödülüne layık görülmüştür.
Konservatuvarda eserleri ders olarak okutulurken Neşet Ertaş’ın hayatı ve sanat dünyasına kazandırdığı eserler Doç. Dr. Erol Parlak tasarından kitap haline getirilmiştir.
Türk Halk Ozanı olan büyük üstat Neşet Ertaş, prostat kanseri için tedavi gördüğü İzmir’de 2012 yılında hayata gözlerin yummuştur. Yaşar Kemal’in “Bozkırın Tezenesi” olarak adlandırdığı Neşet Ertaş’ın mezarı babasının yanındadır ve mezar taşında şu sözler yazılıdır.
”Sakin ol ha, insanoğlu. İncitme canı, her can bir kalp, Hakk’a bağlı. İncitme canı, incitme.”